Dünya’nın en eski yerleşimlerinin olduğu her yanı buram buram tarih kokan o muhteşem şehirdeyiz. İstanbul’dan kalkan uçağımız Fuicimo Havaalanına iniyor. Uçuşumuz yaklaşık 3- 3,5 saat sürüyor. Uçak biletlerinizi ve otel rezervasyonlarınızı birkaç ay önceden yapmanız size büyük avantaj sağlayacaktır. Seyahatlerin en eğlenceli yanlarından birisi de benim için seyahat öncesi yapmış olduğumuz araştırmalardır. Nerede ne yenir, nereler gezilir, şehir merkezine nasıl inilir, ulaşımı nasıldır, bir de bunlar haricinde kişiye özel öneriler (her yerde bulunmayan, bende vermeye çalışacağım) varsa tadından yenmez. İşte ben size bu soruları cevaplamaya çalışacağım.

Roma çok eski bir şehir; evleri, binaları, metrosu o kadar eski ki. En sevdiğimiz yanı bazı yollarının çok çok geniş olması. Malum İstanbul’da küçücük yola çift yön koyan bizlerin yanında Romalılar devasa büyüklükteki yollarını tek yön bile yapmışlar. Ve yolların genişliğine bundan binlerce yıl önce düşünerek karar vermişler vallahi bravo. Bence tek eksiklikleri bisiklet yolu olmaması. Malesef bisiklet kiraladığınızda sürekli araba yolundan gitmek zorunda kalıyorsunuz ve birçok kaza atlatabiliyorsunuz.

Birinci günümüz öğleden sonra ancak başlayabiliyor. Uçaktan inip Termini’ye doğru yola çıkıyoruz. Havaalanından kalkan otobüslerle buraya veya birçok merkezi noktaya ulaşabiliyorsunuz. Bizim otelimiz Termini yakınlarında. Biz bu civarda kaldık ve memnunduk ancak Termini’nin bazı kesimleri çok tekin değilmiş siz iyi araştırın. Birinci gün planımızda ilk sırada Pantheon var.

Bu Pantheon’un tavanı, Pantheon sadece tek buradan güneş ışığı alabiliyor başka penceresi yok. Ve bizde o muhteşem ışığın ahenkle dansına şahit oluyoruz.

Yola koyuluyoruz ancak buraya giderken yol üzerinde yine bugün gezmeyi planladığımız Santa Maria Degli Angeli Bazilikası’nı görüp buraya giriyoruz. Kilisede şansımıza düğüne denk geliyoruz ve gelin ile damadı izliyoruz.

Buradan yine yol üzerinde gördüğümüz Quattaro Fontane’ye denk geliyoruz. Burada dört çeşme var ve dört yolun birleşimi yerdeler. Her köşede bir çeşme var. Her köşe ve heykel birini kastediyormuş.

 Buradan yine Fontana de Trevi’ye denk geliyoruz. Tabiki gelmişken dileğimizi dileyip paramızı atıyoruz. Bir söylentiye göre havuzdaki paralar toplanıp yoksullara veriliyormuş. Buradan Pantheon’a geçiyoruz. Ancak biz gelene kadar kapandığı için dışarıdan görebiliyoruz. Buradan Piazza Navona Meydanına geçiyoruz. Piazza Navona meydanı büyükçe bir yere kondurulmuş, meydan gibi meydan gerçekten. Birkaç fıskiye bulunmakta meydanda. Akşamları çok eğlenceli oluyor bu meydan. Sokak sanatçıları şarkılar söyleyip yine dans edenler olabiliyor zaman zaman. Ayrıca bir de sizin karikatürünüzü çizmek isteyen ressamlar bulunmakta. Belli bir ücret karşılığında eğlenceli karikatürünüzü çizdirebilirsiniz.

Buradan İspanyol Merdivenlerinin akşam görüntüsünü merak edip gidiyoruz. Çokta bi numarası yok bildiğimiz merdiven basamakları ve basamaklarda oturan insan yığını. İspanyol Merdivenlerinin şöyle bir özelliği var ki burada yemek yemeniz yasak, polisler gördüğünde uyarıyor.

Roma’da her köşede çeşme bulunduğunu ve bu suların içildiğini söylemeden geçmeyelim.

İkinci gün yine yollara koyuluyoruz. Planımızda ilk sırada Villa Borghese var. Burası çok büyük bir park. En büyük sıkıntısı bence biraz şehir merkezinin yukarısında konumlandırılmış olması. Yeterince serin ve yorulduğunda dinlenmelik. Burada görebileceğiniz birçok yapı var. Bu parkta yer yer wifi bulunmakta Roma-Digit ‘ten verilen adımları yerine getirdiğinizde ücretsiz internete girebiliyorsunuz.

Park içerisinde bisiklet kiralayabilirsiniz, veya ginger sürebilirsiniz, golf arabasına benzer iki veya dört kişilik olan pedalla çevrilen arabalarda var bunlarıda tercih edebilirisiniz. Biz bir günlük bisiklet kiralayıp bugünkü gezeceğimiz bütün yerlere bisikletle çok hızlı ve kolay ulaştık. Biraz riskli Roma’da bisiklet kullanmak bunu belirtmeden geçmeyelim, tercih sizin Bisiklet günlük fiyatı 12Euro.

Parktan sonra hemen altında bulunan Popola Meydanına gidiyoruz. Burada gezdikten sonra dünki gezemediğimiz Pantheon’a geçiyoruz. Pantheon’un altında mezarlıklar varmış. Bazı azizlerin mezarlarını Pantheon altına yapmışlar, ne kadar ilginçler bu İtalyanlar. Pantheon ayrıca dünya üzerinde en eski yapılardan olup günümüze en sağlam şekilde ulaşmış yapı olarak geçiyormuş. Yapının üzerinde hiç pencere yok ancak en üst kısımda yuvarlak bir cam var. Sadece buradan ışık almasına rağmen gayet aydınlık. Buradan Vittorio Emanuele Anıtına doğru yola çıkıyoruz. O merdivenleri bizi çok zorluyor sıcakta fenalaşa fenalaşa çıkıyoruz. Merdivenleri bitirince dinlenebileceğiniz yerler var. Serin serin burada kendinize gelebilirsiniz. İsterseniz 7 Euro vererek bu yapının en üstüne asansör ile çıkıp Roma’yı yukarıdan izleyebilirsiniz. Bunu yapabilirsiniz ancak sıcak olmayan bir vakit seçin benim önerim.

Buradan yakın olan Campo De Fiori pazarına gidiyoruz. Bu pazar Piazza Navona Meydanının bir kısmına kuruluyor ve içerisinde çeşit çeşit makarna, baharat, kıyafet, meyve vs bulabilirsiniz. Gerek yorulduğumuzdan gerek havanın sıcaklığından kendimizi serinlere atmak istiyoruz diyoruz sonra “Keşke şu Villa Borghese buralarda olsaydı.” neyse diyip Teber Nehri kenarlarında yeşillik alan görüp oralara doğru yola çıkıp orada biraz dinleniyoruz. Çok yorgun olduğumuzdan bugünü sonlandırıyoruz.

Üçüncü gün önceden biletini almış olduğumuz ilk durağımız Vatikan oluyor. Vatikan’a ulaşımımızı şöyle yapıyoruz. Önce kiraladığımız bisikletleri Villa Borghese’ye bırakmamız gerektiği için bisikletleri verip Villa Borghese’den Vatikan’a yürüyoruz. Vatikan biletini kesinlikle önceden online olarak alın. Oraya gittiğinizde yüzlerce kişinin Vatikan sırası beklediğini gördüğünüzde hem de güneşin alnında, iyi ki de almışım diyorsunuz. Sıra bekleyenlerde çok ilginç görevliler online biletler buradan diye söylediği halde “allah allah şu online bilet neymiş bir de ben bakayım demiyorlar, insan bazen hayret ediyor doğrusu :D” Neyse siz online biletinizi alın gidin sıraya girmeden içeri girin. Sistine Şapeline gidin, müzelerini gezin burada tavanda bulunan resimleri tek tek inceleyin, tavanını Michelengelo uzun yıllar boyunca resmetmiş. Bir duvar İsa’nın hayatını içeriyor; bir duvar Musa’nın hayatını, tavan ise insanın yaratılışından İsa’ya kadar insan- tanrı ilişkilerini anlatıyormuş. Adamlar insanın yaratılışından resmen tanrıyı resmetmiş tövbe estağfirullah diyip geçiyoruz.

Birde Vatikan’da çok ilginç merdivenler gördük ki şöyle; birbirine sarmal şekilde bağlanmış merdivenler var. Ancak inenler ile çıkanlar denk gelmiyor, inenler ile çıkanlar farklı sarmalda bulunuyor.

Buradan yakınındaki San Pietro Bazilikasına geçin. Pieta’yı görün. ( Meryem’in İsa’yı kucağında tuttuğu heykel) Buradaki askerlerin kıyafetleri biraz ilginç ve komik geldi bize açıkçası. Sonradan öğrendik ki kıyafetlerini Michelengelo tasarlamış. Bundan yıllar yıllar öncesinde tasarlayınca öyle oluyor demekki.

Geldik son günümüze, biz son günümüzde Kolezyum ve ve Forum’u gezdik. Metro ile ulaşım sağladık bu iki yere de. Metrodan çıktığınızda zaten hemen karşınızda Kolezyum’u göreceksiniz. Forum ve Kolezyuma giriş biletlerini yine online olarak alın ve daha hızlı bir şekilde buraları gezin. Zaten ikisine aynı bilet ile girebilmektesiniz. Online olarak aldığınız bileti Kolezyum yakınlarında normal bilete çevirmeniz gerekiyor. Biz temmuzda gittiğimiz için çok erkenden orada olma kararı aldık. 8.30’da açılıyordu tam o saatte oradaydık. Çok sıcağa kalmadan ikisini de gezdik.

Yine artı olarak Via Conditti caddesini gezip alışveriş yapabilirsiniz. Birçok markanın mağazası bulunmakta.

Biz iki günümüzde bisiklet kiraladık. Bisikletleri Villa Borghese parkında bulunan bir yerden kiraladık.. Otelimiz gezilecek yerlere biraz uzaktı bisikletle ok rahat ettik. Daha eğlenceli bir hal aldı ayrıca gezimiz. Birçok yere daha hızlı gidip aynı sürede çok fazla yeri görmüş olduk. Bisiklet yolunun olmaması bizi zaman zaman çok endişelendirdi siz de kiralamak istiyorsanız bunu gön önünde bulundurmalısınız.

Gelelim size önereceğim birkaç yemek mekanına;

Pompi‘de kesinlikle tiramisu alın, İspanyol merdivenleri yakınında bulunuyor. Çok çok mükemmel diyemeyeceğim ama güzel.

Cafe Greco yine güzel bir cafe. Şık bir ambiyansı var, içeri girdiğinizde bunu hissedeceksiniz. Ancak biraz tuzlu. Güzel tatlı ve kahveleri var.

Pastificio var ki yine İspanyol Merdivenleri yakınında bulunmakta. Burada her gün iki çeşit makarna çıkıyor. Çok akşama kalmayın çünkü hemen bitiyormuş. Foursquare’da puanı yeterince yüksek. Bana kalırsa eh yani güzel işte. Ben gitmeden çok okuduğum ve fazlasıyla beklentim artırılmış olduğundan makarnasını çok fevkalade bulamadım. Zaten mekan çok salaş bir yer. Plastik tabak ile makarnanızı alıp gidiyorsunuz veya orada da yiyeiliyorsunuz ayakta. Ve bu mekanın şöyle bir özelliği var yanında şarap ikram edilebiliyor zaman zaman denk gelebilirseniz artık. El yapımı güzel bir şarap.

Vatikan yakınlarında Pastasciutta dan makarna alabilirsiniz. İsterseniz orada yiyebilir isterseniz alıp dışarıda yiyebilirsiniz. Bizce lezzetli bir makarna idi.

Roma Pizzeria da Bafetto yine meşhur pizzacılardan uğrayabilirsiniz.

Yine Brigantino bizim için iyi pizza yapan yerlerden birisi oldu. Burada o çok merak ettiğim pirinç toplarından da yeme fırsatı buldum. Makarnası ve pizzasıda güzel. Denemeye değer.

Roma’ya gelmişsiniz dondurma yemeden olmaz. Benim ilk sıramda Grom var. Muheşem bir tat. Tadına doyamadığım her gittiğim İtalya Şehrinde aradığım bir tat oldu benim için. Kıvamı yerinde ve yediğiniz dondurmadan gerçekten neli yiyorsanız onun aromasını alıyorsunuz.

İkinci sıramda Venchi var. Yine her daim muhteşem sırası olan ve dondurma almak için beklemek zorunda olduğunuz bir yer. Birçok yerde şubesi var.

Giolitti yine başka bir dondurma seçeneği.